25 Temmuz 2010 Pazar

İnci Pastanesi, Anıların Yenildiği Yer..

Evet, İnci Pastanesinde ben bütün anılarımı yiyorum, çünkü oraya girince geçmişten aklıma bir çok anı geliyor ancak gidip tezgahın üstünden aldığım bir tabak Profiterol ve bir bardak soğuk limonatayla her şeyi unutuyorum, yani bütün anılarımı yemiş oluyorum..

İnci Pastanesinden bahsedilince bizim evde babam hemen geçmişte oraya götürdüğü kız arkadaşlarından konuşuyor annemde bu olaya uyuz oluyor :), cidden de geçmişte kız arkadaşını kapan inciye götürürmüş, şimdilerde ise daha çok, iyi bir lezzet arayanların durağı olmuş durumda..



Bugün bir kez daha girdim o büyülü mekandan içeri, her zaman ki gibi ilk girişte ki tabureleri kimse görmediği için orası boştu ve direk oturdum, bir soluklandıktan sonra tezgah üstünden arkadaşıma ve kendime profiterol servisini yaptım.. Yaklaşık 1 dakika da tabak tertemiz olmuştu, profiterolün bence en önemli unsuru üstünde ki çikolata sosunun tadıdır, işte inci profiterol yerseniz bu sosun nasıl farklı olduğunu daha iyi anlarsınız..




Profiterol üstüne limonata içmeden sakın çıkmayın.. Afiyet olsun..


Adres; İstiklal Caddesi, 56, Istanbul
Telefon; 0212 293 9224‎

23 Temmuz 2010 Cuma

Başım Üstüne Abi ; Tavacı Recep Usta...

Eğer Tavacı Recebe giriyorsanız kapıda sizi ağırlayanlar nedeniyle oradan çıkmak istemezsiniz, Başım Üstüne Abi sloganı da tam bu noktada ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. Sizi ağırlayanlar orada başlarının üstünde yerinizi ayırıyor ve mekandan çıkana kadar üstün bir hizmet ile sizi ağırlıyorlar..


İlk oturduğunuz güler yüzle alınan siparişinizden hemen sonra masaya içli kötfe, kuruluk dolma ve salatanız geliyor.. Bunları götürürken sabırsızca asıl olayın bittiği noktanın yani kaburga dolmasının geldiğini görüyorsunuz, ilk önce size bir gösterip sonra kemiklerin ve yağların ayrılması için bir kenarda çatal ve bıçak işin ustaları gerekli operasyonu yapıyorlar..





Görüntü ortada bunu yememek elde değil, tabi biraz hızlı yemek gerekiyor yoksa soğuk bir anlamı olmuyor, etin ağızda dağılması ise mükemmel oluyor..



Birde bunları yerken dostların etrafta olması ayrı bir keyif katıyor.. Kaburga dolmasını hızlıcana bitirdikten sonra asıl mekanın ismiyle bütünleşen sac tava masaya geliyor.. Pirzola ve kus başı etlerden oluşmuş lezzet bütünlüğü alıp farklı diyarlara götürüyor sizi, kendimi kaybettiğim o anları yazamıyorum bile :)



Bunları yedikten sonra bir ohh çekelim diyorsunuz ancak masaya çay ve dondurmalı irmik tatlısı gelince keyif iyice tavana vuruyor ve dünya bir başka güzel gözüküyor insanın gözüne.. Bu arada irmik tatlısın Sur Ocakbaşında daha lezzetli olduğunu söyleyemeyi unutmayayım..



Bunları yedikten sonra mırracı gelip dikiliyor tepenize, mırrayı içince mideye bir rahatlık geliyor ancak mırra fincanını yanlışla masaya koyarsanız cebinize bir zarar geliyor çünkü fincanı masaya koyan köylerde ağalar olduğu için şehirde de size ağa muamelesi yapılıp mırracı tarafından bir bahşiş isteniyor, ister veriyorsunuz ister vermiyorsunuz, eğer verirseniz çok güzel bir Türk kahvesi içmeniz mümkündür..


Biz yedik Allah arttırsın, Sofrayı kuran kaldırsın diyorsunuz ancak hesap biraz tuzlu 4 kişilik kaburga ve sac tava karışımı bir yemek yaklaşık 120-140 lira arası bir hesap demek oluyor ama paraya kıyıp bir gün gidin :)



Afiyet Olsun...

Adresi:Nispetiye cad. lavinya sok No. 2 Levent
Levent, İstanbul
Telefon:0212 280 04 24
Web:http://www.tavacirecepusta.com/

4 Temmuz 2010 Pazar

Bi'BuyukFest, Muhabbet, Sohbet, Eğlence ve Arkadaşlıklar..

İçmeyeceksen ne işin var kardeşim böyle bir olayda diyordu arkadaşlarım ama biliyordum ki içmesem de eğlencenin dibine vurabilecektim, keza öyle de oldu..

Alana ilk girdiğimizde Aslı, Murat ve Ercüment'in bizleri sıcaklıkla karşılaması böyle sıcak bir ortamın içeride de devam edeceği anlamına geliyordu. Funda ablalar ile karşılaşmamız ve Bülent abiyle derin bir sohbete girdiğimiz anlarda, birden ayaklanarak ilk önce resimlerimizin olduğu sergiyi iyice bir gezdik..




Rekor masasına geldiğimizde ise artık bu bölüm benim diyordum, sıcaktan biraz mezeler kötü olmuştu ancak hala yiyebileceklerim vardı, bir ara ortalığı kolacan ettim, abiler nöbet tuttuğu için elimi bile süremedim :) Çok güzel bir masa olmuştu, yapanların ellerine sağlık, rekorda hayırlı olsun..



Tekrar masalarımıza döndüğümüzde, ilk defa tanıştığım Serkan, Didem, Kemal, Fatih birlikte güzel bir sohbete daldık, tabi masamızda Funda Abla, Bülent Abi, Pınar, CansuGöktuğ ve Erdal da vardı, aslında çok kalabalık, eğlenceli bir grup olmuştuk.. Serkanın Vip muhabbeti, Bülent abinin nokta atışı sözleriyle ilerleyen dakikaların farkında bile değildik.. Meze tabağının kişi başına tek olması korkutmuştu beni ancak masaya gelen sütaş ürünleri( Keçi Peyniri ve Haydari ) bizi doyurmaya yetti. İkramda bulunan arkadaşlar ilk bizim masaya uğruyorlardı eğer kalırsa diğer masalara da dağıtıyorlardı :))

Konser için herkes tribünlere yerleşmişken biz yayıldığımız çimlerin üzerinde hem şarkıları dinliyorduk, hem de koyu sohbetimizi bırakmıyorduk, gırgır şamata o biçimdi yani :)) Sonunun gelmesini hiç istemiyordum ancak gece yarısına yaklaştığımızda artık blogger arkadaşlarla vedalaşıp kuruçeşme arenada ki mükemmel günümüzü sonlandırmıştık.. Emeği geçen, masamızı şenlendiren, selamını eksik etmeyen herkese teşekkürler, saygılar..